medyascope.tv'nin yayınları istediğiniz gibi olabilir. siyasetten sanata bir çok konuda gerek konuklu gerek tek kişilik programlar var.

istediğiniz tarzdan biraz uzak ama aragaz'ı tavsiye ederim. kadir çöpdemir ve pascal nouma geyik yapıyor.

Teknoseyir haftalık değerlndirmeesi var ben onu dinliyorum sizinkilere ek olarak, teknosafari var yine bu tarz.

Eğlence için geveze show bence daha güzel aragaz da muhabbet çok bayık oluyor.

Selam dostum
Yalnız değilsin bu konuda :)

Seninle aynı duyguları yaşayanlar için bir playlist hazırlamışlar.
Yani kafe'de daha verimli çalıştıklarını düşünenler için.

coffitivity.com

"Coffitivity recreates the ambient sounds of a cafe to boost your creativity and help you work better. Proven and peer reviewed, see the research to learn more."

ingilizce varsa bbc radyoda tomorrows world podcastı

CNN Turk -> Gündem Özel

YouTube’da var kanalın hesabında.

efe aydal. podcastlerine bayılıyorum, git gide daha uzmanlaştı ve her hafta dinliyorum.

youtube.com/conmech

türkiye'deki hitler sempatizanı sayısı avrupa'dakinden fazla valla, o kadarını diyeyim.

Sadece Avrupa mı böyle? Yoksa kapitalizm yeniden savaş çanları çaldığından dünya mı böyle? Onu bir düşünmek lazım.

Kaçılacak güvenli bir yer olmadığını hatırlatırım. Tüm dünya bu sistem sürdükçe tehdit altında olacak.

kuzey ülkeler güzel hala ama soğuklar :)

tüm dünyada muhafazakarlık spn 10 yılda artıyor. polonya macaristan cekya nin durumu bizden beter politik olarak

Milliyetçilik yeniden yükseliyor yavaş Avrupa'da son senelerde gözle görülür bir artış yaşandı o yüzden farkına varıldı.

almanya icin konusursam bircok almanin icinde bastirilmis bir fasizm var. fasist anlayis son zamanlara kadar kapali kapilar ardinda orgutleniyordu cunku fasist olarak nitelendirilmek almanyada cok korkulacak ve utanilacak bir durum. O nedenle sokakta fasist anlayisa sahip olsa da inanlar birbirine yakin davranmak zorunda cunku kanunlar ve kanun uygulayicilar bu konuda cok sert. Direkt olarak irkcilik magrudu bir kisi, kendisine yapilan eylem fiiliyata gecmese de, bu konuda kanunu devreye sokup fasist kisinin basini agritabilir. o nedenle insanlar birbirine ya kibar davraniyor ya da cok gizli kapakli laf soyluyor.

Son 10 yilda fasizm ozellikle dresten ve leipzig gibi dogu alman sehirlerinde sokaga cikti. Islam adina yapildigi soylenen teror olaylari ve suriyeden gelen goc ile birlikte fasist anlayistaki kisiler dusuncelerini islamofobi ile birlestirip kendileri icin ses cikaracak, bu konuda eylemler yapacak alan buldular. Artik avrupada fasizm sekil degistirdi, islamofobi ile ic ice bir fasizm anlayisi var artik avrupada.

Turkiye de ise fasist soylemler cok daha kolay dile getiriliyor. Bu sozleri soyleyenler ya fasist olduklarinin farkinda degil, ya sozlerinin nereye gittigini bilmiyorlar, ya da herseyin farkindalar ve fasist olduklari icin gurur duyuyorlar (kastetigim milliyetcilik degil, bilakis dupeduz fasizmi kastediyorum !)

Suriye krizi en çok Almanya ve İsveç'i dolayısıyla Avrupa'yı vurdu.

Brexit'in sebebi tamamen göçmen dalgasını durdurmak içindi mesela.

Avrupalı insan hakları der, ırkçılık kötüdür falan filandır hep ama kapı komşusu beyaz olsun ister. Çalıştığı iş arkadaşları beyazlardan oluşsun ister. Bu noktada beyaz kavramı önemli çünkü Türkler beyaz değil onların gözünde onu da belirteyim.

2018'de İsveç'te seçim var. Gelecek olan parti ırkçı SD. Şu an başta olan parti Sosyal Demokratlar. Sebep: göçmenler, mülteciler.

Faşizm de, ırkçılık de, islamofobi de ne dersen de. Kimse huzuru kaçsın istemiyor. Olay bundan ibaret.

90'larda Kosova'dan, Hırvatistan'dan binlerce aile göçtü, Polonya'dan keza. Ama hiçbir zaman bu kadar gittikleri yeri kendilerine benzetmediler, araya kaynadılar. Suriyeliler ve Afganlar öyle değil. Bu nedenle istemiyorlar. Bunu da normal karşılıyorum.

İsveç'te yaşıyorum şahsen ve evet insanlar benden de uzak durmaya çalışıyor. Çünkü esmerim, siyah saçlıyım ve Arapça bir adım var. Resmen maça 2-0 geride başlıyorum. Çok çirkin ve rahatsız edici bir durum ama haklılar çünkü istisnalar kaideyi bozmuyor. Ben kendimi "zararsız" olarak bir şekilde kanıtlamazsam aralarına kabul etmiyorlar. Etmezler. Türk olarak sen Suriyeli kaç insanla arkadaşlık ediyorsun ki elin İsveçlisi seninle arkadaşlık etsin öyle düşün.

Şimdi ilk olarak aslında ne faşizm Hitler, ne de Hitler faşizm demektir. Kişi ve kavram bağdaştırması bu ideolojide de çok yaygın, ve faşizmin bir kurucusu varsa o kişi de Mussolini. Aslında ırkçılıkta tamamen faşizm demek değildir ama o çok uzun konu. Bugünün öne çıkan yöneliminin altında ise gölgelerden çıkabilecek bir zemin bulunmasında yatıyor bence. Avrupanın bazı halkları örn. alman, fransız ve italyanlar ırkçılığı mayalarında taşıyorlar yada tabiatları bu ayrıma epey yatkın. Fikirin temeli biz dünyanın merkezindeki en ehliyetli ırkız ama diğerleri sulandırılmış, saf değil ve yozlaşmış anlayışı. Bu hastalıklı fikirler içe dönük yapılarında çok kolay kök salıyor. Her bebek ırkçı doğmuyor fakat ergenliğinden itibaren küstahlığını "diğerleri"ne nefret olarak dışa vuruyor. Yükselen muhafazakarlık bunu beslemekte. Dikkat edilirse dünyanın önemli denebilecek bazı ülkelerinde seçim yarışları iki kutup arasında şekilleniyor. Sağ yada aşırı sağ. Sosyalist bir partinin kitleleri sürükleyememesinin sebepleri tahammülsüzlük. Sosyalist söylemleri kurtarıcı olarak kimse görmüyor, fikirleri fazla naif geliyor. İnsanlar avrupalı olsun asyalı olsun istisnasız kızgın. Bundan ötürü bağıran azarlayan ona buna taş atan bir söylem yükseliyor. Nefret dili de denebilecek jargon türüyor. Zaten ülkemiz de bir istisna değil. Bu oy almak ve nüfus kazanmak için siyasi oyunlarla kirlenen politikacıların hiç çekinmeden dahil olduğu bir yeni dalga. Fakat neyi körüklediklerini bilmiyorlar yada bile bile ateşi harlıyorlar. Yerliler göçmenlere giderek daha çok kin güdüyor, ve fırsatını tam olarak bulduğunda -inşallah o gün hiç gelmez- atak yapmak için bekler bir duruma evriliyorlar. Türkiye'den siktir olup gitmek çözüm olur mu sorusunun cevabı ise çok karmaşık. Ama bir iki kriter var, gidilen yer ırkçı sabıkaya sahip değilse bir miktar iyi, müspet miktarda asimile olup onlardan biri gibi hissettirilebileceğiniz bir yer biraz daha iyi. Yalnız ekonomik statü yada sınıfınız burada ne ise gidilen yerde çok farklı olmaz. Ne yazık ki kapital bir gezegende paralı iseniz zaten rahatsınız, parasız iseniz zaten benzer sorunların kimi versiyonları yine sizi bekleyebilir. Başka bir coğrafyada türk, yugoslav, hispanik, çingene ilk zamanlar çabuk fark edilir ve pek hoş karşılanmaz. Gizli ırkçılığın bir numarası olan Türkiye'de suriyelilerle, çingenelerle, ermenilerle, gayrimüslimlerle konuşun. Boynuna haçlı kolye takıp gezebilen birini arayın sokakta. Ama ülkemizde ırkçılık var mı, aaa olmaz bizde öyle şeyler, misafirperveriz bi kere. Üç kuşak yukardan boşnak ve arnavut meleziyim bana tek türk olmuyorsun yabancısın diyen var. Sonuç olarak Avrupa Türkiye'den açık ara daha medenidir, ama zirvesi değildir, zirvenin yanından bile geçmez. Klasik tabirle kötünün iyisi. Irkçılık ise bastırılmış bir duygu ama şu anda aptalca dürtülüyor. Terk-i diyar eylemek imkanlar sağlamsa daha mantıklı değilse zor. Ama kendi adıma şansım olsa siktir olup giderdim bende.

(bkz: keremeyle)

Yelken

göksu restoran

kesinlikle zarif meyhane. müziği duymazsınız. fiyatlar uçuk değildir. bir çift işletiyor zaten mekanı aşırı güzel. her duyuruya da yazarım

armada hayat sokağı'nda neyle meyle.

canlı müzik, fasıl falan yok. oturup rakı içip sohbet etmelik bir yer. fiyatları da gayet uygun.

salas var bestekar sokakta
Salaş Meyhane - Bestekar Sokak 22/B Kavaklidere - 4sq.com

ankara'da oldugunuzu hissettirir.

gani baba ocakbaşı

bilgisayarı hdmi kabloyla tv'ye bağlıyoruz, her şeyi öyle izliyoruz.

Xbox üzerinden

Hdmi kabloyls laptop'tan tv.
Tam ekran tusu da var her yerde zaten.

Tv'ye mouse baglayip videoya cift tikla.

işini çok rahat görür ama daha ucuza da halledebilirsin madem kullanım senaryon çok basit.

hocam uydulu tipler var onlardan bak
ekstra ugrasmazsın
vestel falan bak

Böyle bir iş için ips monitör gereksiz bence tn Panel ucuz bir şey al.

ips gereksiz bence de. ikinci el full hd uydu alicili bişey bile iş görür. deneyip alirsaniz sikinti da cikmaz brnce.

hangi programları kullanacak, en azından hangi bölümü okuyor?
bunları belirtirseniz daha rahat cevap bulunabilir

matlab ve minitab kullanır herhalde. iyi bir oyun bilgisayarı işini görecektir. ram'i yüksek olsun yeter.

bence bu notebook fazla fazla yeterli olur .

ASUS X542UR-GQ030 i7-7500U 8GB 1TB 15.6" FDOS 2GB .........625 usd+kdv

İşlemci Tipi Intel Core i7-7500U
İşlemci Hızı 2.70 GHz
İşlemci Cache 4 MB
İşletim Sistemi FreeDos
Sistem Belleği 8 GB 2133Mhz
Ram Tipi DDR4
Max. Ram Kapasitesi Max. 16 Gb
Sabit Disk Kapasitesi 1 TB HDD
Disk Dönüş Hızı 5400 Rpm.
Ekran Kartı NVIDIA GeForce 930MX
Ekran Kartı Hafızası 2 GB Paylaşımsız
Ekran LED HD
Ekran Özelliği 15.6
Optik Sürücü Yok
Klavye Türkçe Q
Numerik Klavye Var
Usb (Adet) 3
Usb 3.0 (Adet) 2
HDMI Var
VGA Çıkış Yok
Ethernet (LAN) Var
Kablosuz Haberleşme Var
Bluetooth Özelliği Var
Parmak İzi Okuyucu Yok
Kart Okuyucu Var
Batarya 2 hücreli Lityum-İyon
Ağırlık 2.10 Kg.
Garanti 24 Ay Garanti (Distribütör Firma Garantisi)
Paket İçeriği Notebook Şarj Aleti Pil

Model önerisi vermeyeceğim ama mutlaka ssd'li olmasına özen gösterin derim.

Ben masaüstü kullanmasından yanayım çok daha düşük fiyatlara çok daha güzel bir sistem alacaktır. 2000 TL ye 4. Nesil i5 bir işlemci 1050ti ekran kartı ve 16 gb ram li bir canavar toplanır. 120 gb ssd ile sistem kurulur 1 tb hdd ile depolama sağlanır. 500 TL ye monitör 200 TL ye ıvır zıvır.

diş teli, damak ameliyatı, gece kullanmalık şeffaf zımbırtı

tamami ile duzgun, 0 curuk. duzenli fircalama, dis ipi kullanma ve agiz calkalama.
her 3 ayda bir dis kontrolu. cocuklukta sallanan her disimi discide cektirdim. ben hic dis teli kullanmama sebebimi buna bagliyorum.

cocukken kardesim disciden korkmaz ve gitmezdi sallanan dislerini cektirmeye, bazi disleri yamuk.

günde iki kez fırçalarım, dişipi kullanırım ama yine çürüyor, dolgu kanal tedavisi vs dolu. şimdi de dişteli taktırdım.

st curse +1

www.hepsiburada.com

dün 55 liraydı bunu aldım, normalde marketlerde bu fiyata bulamazsın.

Bunu aldım 74 liraya. Şuan 92 lira.

www.hepsiburada.com

Trendyoldan harley bot aldım, çizme de denebilir, normalde hep 350-400 arasındaydı. 290'a aldım

Ps4 Pro aldım 1 tb 1300 TL. Beyaz renk efso oldu bence.

ayakkabı güzelmiş. kaç numarasını o fiyata aldın peki? oldukça iyi uygun almışsın

ben en son gecen sene bu zamanlar kullanmistim gayet iyiydi aslinda. son halini ben de bilemiyorum ama. babil.com var bi de ondan da memnun kalmistim.

ben idefix doğan'a geçtiğinden beri kullanmıyorum. kitapyurdu'ndan çok memnunum.

Uzun süredir kitapyurdu kullanıyorum ve bir sorun yaşamadım.

Eganba

eganba +1

ve eganba'nın duyuru'ya indirim kuponu falan vermesi lazım bence. burda dikkat ediyorum bu tarz soruları sürekli eganba'ya yönlendiriyoruz :d

egenba +1

Bkm kitap...

Kitapturdu yesil sermaye sanirim yani o konu da onemliyse

yavaslar hala

Kızılay'a otobüs var 11 lira. Taksiye gerek yok. Otobüsler rahat hızlı ve sürekli kalkıyor

Dikmen'den 100 tl tutuyor. Kızılay'dan daha az tutar,80 civarı diye düşünüyorum.

Belkoair ile geç Kızılaya oradan taksi ile Angora otele git 160 lira falandır temiz otel

Anemon olacaktı yanlış oldu sorry otel

Belkoair Otobüsleri Sefer Sıklıkları; Sabah 05:00'den Gece 24:00'e kadar her 30 dakikada bir, Gece 24:00'ten Sabah 05:00'e kadar her 60 dakikada bir seferimiz vardır.Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür eder, keyifli seyahatler dileriz.

Sitede böyle yazıyor ama bundan daha sık kalkıyor alandan.

Havaşa binme.

Otelde konfor aramiyosan risiss otelin ufak odaları 120 liraydi en son. 140 civarına da oteller vardı. Netten bakabilirsin.

Transfer firmaları 70 lira gibi. Taksiyle geçen sene 90 lira verdim.

Otel olarak Anemon’u tavsiye ederim. Gecelik 200 civarıdır sanırım. Tesisleri nedeniyle 4* olsa da konforu 5* otelleri aratmaz.

bazı oyunlar belirli bir süre için bedava oluyor, öyle bir oyun eklenmişse süresi geçtiği için kaldırılmış olabilir. ya da çeşitli sebeplerle steam'den kalkan oyunlar olabiliyor.

Birisi sana gift olarak almıştır sonra ödemesini iptal etmiştir oyun silinir böyle bir durumda

sen 30 bin verirsin de bir gece ansızın kamyona yükleyip götürürler. üzülmeyeceksen al ama ben olsam scooter ile falan başlarım.

Ben pek bilgili değilim bu konularda arkadaşlardan duyma bilgiler var ama bu motorlar bence senin için çok fazla. 10-12 bandında başlangıç için ideal motorlar var onlarla yapmalısın bence. 125lik diyorlar galiba. Bir de eğitim alman lazım tamamen Motor ile yaşamak ve arada sürmek farklı bir olgu bence. 30.000 var diye hepsini motora gömersen ekipmanı dandik tutacaksın. Bence önce ekipmanlarını al sonra motor bak kalan para ile

Arkadaşlar 20-30 bin bandında hangisini seçeceği konusunda tecrübe sıfır demiş, motosiklet kullanımında değil. motor ehliyeti ve daha önce kullanmışlık varmış. bu kısmı açabilirseniz daha rahat yardımcı olunabilir. hangi modelleri kaç km kullandığınız gibi.

bi de motorsiklette r yok biliyorsunuz, hem vites olarak hem harf :p

başlangıç için bu motorlardan hiç birini kimse sana tavsiye etmeyecek, özellikle mt07 tam bir helva cihazı. illa bunlardan birini alacam diye tutturuyorsan nc750'ye bak ama o da kesinlikle yeni başlayanlar için uygun bir motor değil.

250cc'nin üzerinde bir motor alma bence, 250cc'de de yamahanın 250'liklerini (r25-mt-25) alma, zira bunlar da hacmine göre fazla çılgın, başlangıç için uygun motorlar değil zira gidiyor ama frenleri iyi değil, abs falan da yok.

tavsiye edebileceğim motorlar
- yamaha mt-125
- honda cbr 125r
- honda cbf150 (sorunsuzluk abidesi)
- suzuki gw250 inazuma (hem hesaplı hem sağlam, fakat parçası pahalı ve 2018 modeli gelmedi, f modeli daha şık)
- suzuki gsx 250r (hem abs var hem şekil şukul hem de bloğu sağlam)
- ktm duke 200 (tercihen abs'li modelleri)
- bajaj pulsar ns-200 (japonların yanında esamesi okunmaz ama fiyat-performans için tercih edilebilir bi motor)

ayrıca ekipman için de aşağı yukarı 3-4 bin lira gibi bir parayı gözden çıkar, özellikle kask konusunda ucuza kaçma.

yuto + 1
uzun zaman sonra motosiklet kullanmaya başlamadan önce güvenli sürüş eğitimi almanızı tavsiye ederim. eğitimle birlikte hem ne istediğinize hem de güncel durumunuza hakim olabilecek, bilinçli bir şekilde ne istemeniz gerektiğine karar verebileceksiniz.
bu listedeki motorlar ne yazık ki uzun süreden sonra motosiklete başlamak için uygun değiller.

Yazmaya çok üşendim, whatsApp'tan falan anlatırım istersen. En doğru bilgiyi yine yuto vermiş.

Girmez bence donanım haber de hi2games var ondan al ucuz

bence de girmez. 1.00 aynı fiyatla yayınlanacak demişlerdi. bu oyun muhtemelen hiç indirime girmez. artan hile de buna izin vermez diye düşünüyorum. fiyat ne kadar düşerse hile o kadar artar çünkü.

fps seviyorsan battlefield al. en son bf1 çıktı ama ben hala daha çok bf4 oynuyorum. hem daha ucuz, al bi bakalım beğenecek misin.

pubg yani PLAYERUNKNOWN'S BATTLEGROUNDS meşhur bu aralar. ekip varsa tadından yenmez.

Nfs The run. Hayatımda oynadığım en zevkli yarış oyunu. Resmen adrenalini hissettiriyordu oyun bana.

Mafia 1.
Oyun eski biraz ama oynamazsaniz cok sey kacirirsiniz bir daha boyle oyun gelmez

puzzle seviyorsan portal ve portal 2

6 7 senedir pek oynamadım oyun bu süre içindeki harika diyebileceğiniz tüm oyunları yazabilirsiniz

The Witcher 3
Bioshock Inf
Wolfestain serisi
METRO serisi
Assassin's Creed serisi
Dishonored
Outlast 1-2
Bf1 çok iyi tabi
Cod WW2

Aklıma geldikçe Edit yaparım

@gözü açık sevişen yahudi +1 güzel liste.Doom,Borderlands serisi de benim önerim olsun ek olarak

FarCry 3 ve 4 tavsiye ederim

Gta 6: Bikaç yıl sonra konsola çıktıktan bikaç yıl sonra pc'de olur anca :)

Tomb Raider serisi: Bilgisayarın Uncharted'ı diyebileceğimiz, Lara'nın gençliğini oynadığımız Tomb Raider'ın son 3 oyunu.

Far Cry serisi copy-paste'e kaydı. direk son çıkacak Amerika'da geçecek versiyonu al geç. Yoksa bu ne, öncekinin aynısı diye hayıflanıp durursun.

Crysis serisi: Türkçe dublaj çok farklı bir şey çok. Ana dilinde oynamak insanı nasıl hüzünlendiriyor. Şaheser bissürü oyunu resmen bi duyu organımız olmadan eksik oynamışız yıllardır. Yükle tekrar bitir.

Max Payne: 1 ya da 2'yi oynamışsındır, üçüncü oyun çıkalı çok olmasına rağmen next-gen olarak hâlâ geçerli grafik olarak. Slow mo aksiyon sahneleri için bile değer, oynanır.

Witcher 3: Çok vaktin varsa epey uzun soluklu. Ben geçtiği evreni beğenmiyorum ama, sarmıyor.

Metal gear solid 5 the phantom pain: Giriş sahnesiyle birlikte mıhlanıp kalırsın yerine zaten. Tam bir sanat çalışması. Japonlar bu işi yürekten yapıyor.

Tom clancy's ghost recon wildlands: Online olarak bence Pubg'dan katbekat daha zevkli. Pubg bana bunun yanında strateji oyunu gibi geliyor, burada gerçek çatışma hissiyatı var. Alternatif olarak Sniper serisine bakabilirsin.

Assasins Creed serisi: Yan görevlere girmeden ana hikaye bitirince bıktırmıyor. Alternatif olarak bir başka ubisoft oyunu Watch Dogs 1-2 olabilir. Eğlenceli.

Şöyle bi baktım, tam bi TPS'ciymişim ben. Mesaide bu kadar oluyor, bi bu kadar daha çıkar ama bunların youtube'taki oynanışlarına bakarsan benzerlerini tavsiye olarak çıkarır zaten.

eu4 biraz karmaşık olsa da üzerine düşüp çözersen bağımlısı yapar.

medieval 2 total war

stronghold crusader :)

Eu4 ama çözmek mesele gerçekten

cossacks 3 :))

Age of conquerors'u voobly üzerinden online oynamadıysan onu öneririm. Çünkü bambaşka bir zevk. Age of ve cod2 multiplyrdan başka oyun tanımam. :)

Civilization rulez.

tavsiye edilenler turn-based. haberin olsun. sarmayabilir. empire earth 2 diyorum ben.

O oyunlardan sonra RTSler iyice "kim daha hızlı fare kullanıyor"a evrildiği için tur bazlı stratejiler ve Paradox firmasının grand stratejileri daha popüler hale geldi.

Tur bazlılarda büyük strateji için: Civilization serisi
Tur bazlı ama adam adam yönettiğin için: Xcom EU/EW ve Xcom 2
Gerçek zamanlı ama ruhen tur bazlı grand strategyler için: Europa Universialis 4, Crusader Kings 2 ve Hearts of Iron 3 ve 4
Yok abi ben illa RTS istiyorum dersen Dawn of War ve Company of Heroes serileri.

Stronghold, empire earth, rise of nations o dönemlerin rts'leri.

Ama bence sen heroes 3 bak. Gelmiş geçmiş en iyi oyun bence. Turn based yalnız bu.

en iyilerini oynamışsın zaten onlardan sonra RTS serisi bitti malesef.Starcraft 2 var suan multiplayer kısmı bedava ona bakabilirsin ama imparatorluk vs olmadığu uzay çağında geçtiği için sarar mı bilemedim

tunalı da otel 2000'in üstünde hair bilmem ne ismi olan bi' yer var, ancak hiç gitmedim fiyat/performans olayını da bilmiyorum.

Lakin demetevler ve çukurambar'da var. Çukurambardaki haliyle pahalı ama bahsini ettiğiniz yerlerden demetevlere nispeten daha yakın.

Demetevlerdekine ben fırsat buldukça giderim, çünkü şimdiye kadar gittiğim (parisler ahmet tatlılar v.s hepsi dahil) en iyi berberdir kendisi; fiyatı da diğerlerine nazaran uygun: öyle yıkama o bu şu ayrı ücreti yok, 40 lira alıyorlardı en son.
anahtar kelime diğerlerine nazaran; çünkü paris, ahmet tatlı: 70 çukurambardakinde ve koru'dakinde de 100 lira alıyorlar.

Trend var oradaki kel abiyi çok övüyorlar

Tahmin ettiğim gibi genelde çukurambar koru civarlarında bu tarz yerler oluyor. Yine de tavsiyeler için teşekkürler.

4 - 5 bin lira gelirim olsa, kendi evimde otursam calismam.

her ay net 3000 gelsin bana yeter.kiram yok.

kira hariç 5 bin yeter. ama dayanamam freelance tadımlık bir şeyler yaparım yine de. çalışmadan para yemek ne ya arap gibi.

yeterli miktar var geçinip gidiyoruz, hiç çalışmadım.

Bununla ilgili "four percent rule" şeklinde araştırma yapabilirsiniz çok güzel bir literatür oluşturulmuş.

aylık 2000 dolar işimi görür.

kaç param olsa çalışırım. öyle evde karpuz gibi yatarak hayat mı geçer?

@babilbaligi öyle de bir güzel geçiyor ki.

kendi evim + ayda 4bin. hatta 3 de yeter.

ben hep çalışırım ama sevdiğim işi yaparım.

7 bin kira geliri.Çalıştım, baya da yükseldim,zirvede bıraktım. Şu an bi kaç proje üzerinde freelance çalışıyoruz,seyahat ediyoruz etc.Çalışmak zorunda olmamak çok iyi.Zaman da güzel geçiyor, evde yatmak olarak düşünmeyin.

Kira odemeden net 10 bin gelirim olsa calismam

Tütün ve makara fiyatlarındaki yükseliş sebebiyle 400. Normalde 250'ye tamamdım. Kira, yiyecek, yakacak vs. hariç tabi. Duyurudan herkes aylık 3-5 lira ateşlese krallar gibi yaşarım mesela ben.

araba + ev + 10-12 bin aylık gelir.

çalışmadan geçinmek için ev benim olmalı ki kira vermeyim,
bu işin arabası vergisi var,
evde boş boş oturamam, gezmek isterim bunun giderken yol parası, gittiğinde yediğin yemeği, gittiğin yerde yaptığın işler var
boş boş sağda solda takılmak da olmaz, bir hobi bulurum veya değişik kurslara kayıt olurum bunun parası var...
tatil planları yaparım, çalışmıyorum ya erken indirimlerden deli gibi yurtdışında oraya buraya bilet alırım (döviz bu kadar artmayaydı iiydi)
bana ayda min £3000 gelse çalışmam

Ayda 6 7 bin gelirim, evim, arabam ve yazlığım varsa çalışmam.

Fakir avuntusu çalışmam demek, bak bakalım zengin olan insanlar çalışmıyormuymuş.

İnsanlar doğası gereği doyumsuz, onlar hayal hep işte.

Bu soru daha önce soruldu. Hep çalışırım. Mesleğim sadece maddiyat için yapılacak iş değil. Manevi yönüne de paha biçilmez.
Uzun süre evde yatınca sıkılıyorsun. İnternetin sonuna geliyorsun. Birlikte takılacak insan olmuyor. Eşin çalışıyor, çocukların okula gidiyor. Zenginlerin eşlerine bak hepsi dernek faaliyetlerine katılıyor. Emekliler sıkıntıdan patlıyor. Bütün gün şehri turluyorlar. Ekmek alma bahanesiyle 3-4 ilçe değiştiriyorlar.

geçimimi sağlayacak kadar gelirim olsa çalışmam diyemiyorum çünkü iş geçimle bitmiyor. araba eskiyor telefon eskiyor vs. hadi telefon elektronik giyim geçimin içinde gider olsun diyelim ama yine olmuyor, zira 3-5 yılda bir arabayı değiştirmek ve çalışmıyorsam gezmek tatile çıkmak gibi isteklerim olacak. yoksa emekliye bağlarız.

çalışmak isterim ama geçimimi sağlamak için değil. yani bir gelirim olsa onunla rahatça geçinebilsem yine çalışmak isterim. sevdiğim işte belki sevdiğim hobi üzerine çalışmak. en zoru geçinmek için çalışmak zorunda olmak.

Ev benim olsun, 5k kesin kira gelirim olsun basarim istifayi.

maaş dememişsin, kaç paranız olursa demişsin; o yüzden 5 milyon yeter diyeceğim. ev+araba alıp kira gelirinin ölene kadar tatmin etmesi için yeterli bir miktar.

bu arada insanlar çalışmamayı niye evde malak gibi yatmak diye anlıyorlar, boş zamanda sadece malak gibi mi yatılıyor? ben çalışmasam hobilerime manyak zaman ayırırım, gayet düzenli spor yapar beslenirim ve deli gibi gezerim.

15 milyon

ayda 10bin gelse, oturduğum ev de benim olsa ömrüm boyunca çalışmam. neden çalışayım ki? kitap okurum, spor yaparım, film izlerim ajdjdd.

5 BİN

günümüzün 3.000 lirasına denk gelen bir maaş/aylık ömür boyu elime geçecek olsa çalışmam. (kira giderim olmayacak)

toplam ne kadar paran olsa çalışmazdın dersen, aylık 3000+ kira geliri getirebilecek daireleri almama yetecek param olsa yeter. en az üç tane 500.000 liralık evim olsa gelir sanıyorum. o da 1.500.000 lira.

10 bin TL x 300 = 3 milyon TL sahibi olsam çalışmasam da olurdu.

Kağıt/matbaa sektöründe çek ve açık hesap sıklıkla kullanılır.

gıda - 45 gün çek. plasiyerler de genelde konsinye veya bir içerde bir dışarda şeklinde açık hesap çalışıyorlar.

bu benim bildiğim kısmı.

sen kafanda sektörler belirle. işlerin bi şekilde içinde olan birileri cevaplar bence.

Abd konsolosluğu çek çok kullanır.

inşaat ve enerji sektörü de o şekilde çalışır. büyük şantiyeler bile açık hesap ve çekle döner.

Mobilya, üretim imalat, alüminyum, inşaat.

Doğum günün kutlu olsun :)

Gerçekten bu kadar farklı düşünüyorsanız boşanın gitsin, öyle belalı bi aile falan değilse bir şey olmaz öldürme falan.

Bir de eşiniz sizin ölümle tehdit edilmenize nasıl göz yumuyor gerçekten anlamıyorum, hem de bunu yapan babası yani.

babanın olaya bu derece dahil olması çok saçma ama görünüşe göre zaten eşiniz babasını dahil etmek istemiş ikna için.

eğer dediğiniz gibi çocuk istemediğinizi en başta dile getirdiyseniz bu noktada karşı tarafın çokta itiraz edebileceği bişey yok ama eminim ki olayı ailesine söylerken bunu en başta söylediğinizin hiç konusu geçmedi hemde eşinizin bunu söylediğinizde "şimdi böyle söylüyor ama fikri ilerde değişir" diye düşündüğüne eminim

kendinizi suçlu hissetmenizi gerektiricek hiç bir durum yok bana kalirsa, eşinizin bu duruma babasını dahil edip size küfür etmesine fırsat yaratması bile durumun eşinizle konuşulma evresinin geçtiğinin göstergesi

umarım en kısa zamanda istediğiniz şekilde çözülür bu probleminiz

esin sen bu kufurleri yerken seni desteklemediyse senden ozur dileyip ayagina kapanmadiysa seni sperm bagisi yapacak birinden ote gor(e)miyor demektir, oyle is mi olur? boyle hakaretlerin dondugu baskilarin yapildigi bir ortamda cocuk nasil yapilir? nasil yetistirilir? bu konu nasil gizli tutulur? dedesi ne diyecek cocuga "babani olumle sulalesini ... ile tehdit ettim seni yaptilar hehehe" mi diyecek?

babasina seni ikna etmesi / korkutmasi icin goturen biri, cocuk yaptiktan sonra anlasamayip bosansaniz cocuga "baban seni zaten hic istemiyordu zorla yaptik" demesini beklememem icin bir sebep olmazdi.

biliyorum tavsiye istemiyorsun ama yani kilictaroglu gibi "bakin bu cok yanlis" diyebilecegim anca. evliliginizde bir huzur bir yakinlik kalmis olabilecegini dusunmuyorum belki herkesin kendini mutlu edecek birini bulma vakti gelmistir hakkaten.

doğum günün kutlu olsun.

dertsiz insan yok ya... neler yaşanıyor.

@robokot, güzel yazmış detaylarıyla.

erkeğim. evlenirsem en önemli sebebi çocuk olur. çocuk istemeyen biriyle evlenmezdim. sağlık nedeniyle olmuyorsa da arıza çıkartmazdım ama.

çocuk istememek senin kararın ve hakkın. daha evliliğin de değil, ilişkinin başında söylemişsin üstelik, haklısın.

@berginyonbaenre'nin dediği gibi, "ileride düşüncesi değişir" diye ummuş eşin.

bu tehditler, küfürler nedir ya? nasıl bundan sonra bir aile, akraba olarak kalınır ki bu saatten sonra? bu saatten sonra çocuk olsa ne olur ki...

ayrılık tek çözüm, mantıklı çözüm. aradaki aşkın, sevginin böyle bir "şeye" dönüşmesi çok üzücü.

geçmiş olsun. bundan sonraki hayatında mutluluklar dilerim.

hic bosanmadim ama oyle cok buyutulecek bir sey olarak gormemek lazim, sizinde belirttiginiz gibi sakin bir zamanda oturup konusmak lazim. ama ise yaramayan is toplantilari modunda degil de sonuc odakli olmak lazim. babasi zaten rezil bir herifmis k bakmayin. hepimizin ailesinde var oyle tipler. umarim kisa zamanda tatliya baglanir. olum de bu hayatin bir parcasi oldugu gibi, bosanmakta evliligin bir parcasi olabilir. nice huzurlu yaslara.

Boşan gitsin. Demek ki seni hiç ciddiye alıp da ne dediğini dinlememişler bir de üstüne iftira ediyorlar. Çocuğun bir gün olacaksa bile bu insanlardan olmasın derim. Hayatına bak.

Ek:

Bense çocuk istemediğime inandıkça reglden kesiliyorum ve kilo alıyorum, henüz erken... ben bu insanları anlamıyorum... babasıyla mutlu olmadığı çocuğu nasıl sağlıklı bir insan olarak yetiştireceğini sanıyor ki? Çocuk ona göre süs hayvanı veya yaşlılık hizmetçisi demek ki.

çıkış yok, kadınları bu fikirden vazgeçiremezsin. hele arkasına ailesinin desteğini ve gazını almışken. şu noktadan sonra o evlilik içinde huzur olabilir mi pek sanmıyorum.

şu an çantanı alıp gidebilirsin, oldu ki çocuk yaptın bundan sonra o evlilikten çıkışın çok zor. çocuk olduğunda da canım kocacığım diyerek sana bakışının bir anda değişeceğine inanmıyorum. malesef gerçekçi olmak lazım. tam tersine tüm ilgisi çocuğa kayıp sen sadece o çocuğun ve kadının ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli bir figüran olacaksın.

bosanin, bence de...

ben de cocuk istemiyorum, bu sebeple belki, hep cocuk hayalleri kuran insanlar seviyor beni. te alla'im...

Herkese teşekkür ederim

Doğum gününüz kutlu olsun.
Önce eşiniz açısından bakarak yazmak istiyorum. Bazen insanın akşı tutuluyor. Sanıyor ki “insan değişir”. İnsan değişmiyor ki yıllar olmuş değişmemiş fikriniz. “Çocuk istiyor ama benden istemiyor.” Fikri de olabilir bu. Bu düşünceler başta gelip geçici olsa da bazı insanlarda kalıcılığa sahip oluyor sonradan özellikle hırslı insanlarda. Babaya bakınca aileden gelen bir hırs var sanki. Neden hırs diyorum çünkü maalesef “çocuk sahibi olma başarısı” bir hırsa dönüşebiliyor. Bunu ben demiyorum, onlarca yazı var bu konuyla ilgili.
Terapi almanız çok güzel fakat eşinizin tek başına da gitmesi lazım. Bir kadın olarak kendine bu iyiliği yapsa keşke. Sizinle veya başkasıyla, çocuklu veya çocuksuz. Bu tavırlar sağlıklı değil.

Babasının söylediklerine çok üzüldüm. Babayı susturamamasına daha çok üzüldüm. Böyle şeyleri okudukça evlilik fikrinden uzaklaşıyorum.

Sizin açınızdan ise, mutsuzsanız durmayın. Hasta oluyor insan üzüntüden. Sağlık gittikten sonra gerisi boş. Ben hasta olursam eşim bakar diyorsanız kalmaya devam edebilirsiniz o ilişkide.

Çocuk olma senaryosunda ise yukarıda yazılanlara katılıyorum. Anne mutsuz, baba evlat istemiyor. Çocuğa yazık değil mi?

Hiç boşanmadım, eminim çok zordur. Başıma gelse bu kadar rahat konuşabilir miydim bilmiyorum fakat kimse için mutsuz olmaya değmiyor. Size bunları yaşatmasına izin vermeyin.

Çok mutlu yaşlarınız olsun.

ben de çocuk istemeyiyorum, ama herhangi bir kadının "çocuk istememe" fikrini hayatı boyunca sürdüremeyeceğini de biliyorum. dolayısıyla daha önce evlenmiş, çocuk yapmış, yetiştirmiş bir kadınla beraberim, tavsiye ediyorum.

bu tur rezilliklerden sonra dogacak cocuk ve ailenin o cocukla hayati nic'olur?

çocuğa yazık olur. biraz kafa dinleyin ikiniz de. ama pek çözülecek gibi değil.

hani derler ya "ailesi ile evnlemiyorum ya banane ailesi nasıl birisiyse" çok yanlış bi önerme bu gerçekten.

Bugün benimde doğum günüm :)

Bence gayet mantıklı yaklaşyorsun olaylara bakışını beğendim. Herşeyi önceden açıksözlülük ile konuşmanız sizin açınızdan bir sorun kalmadığını gösteriyor. Eşiniz öyle oturup mantıklı konuşulcak bir tipe benzemiyor hareketleri bunu gösteriyor. Bence hazır çocuk yokken ayrılın rahatlayın.

insanların en büyük yanılgılarından biri, söylediklerine ters düşen hareket ve eylemlerde bulunmalarıdır.

karşınızda çocuk istediğini bildiğiniz ya da isteyeceğini tahmin ettiğiniz bir kadın varsa ve onunla ilişkiye girip, hatta bir de evleniyorsanız, "ama ben çocuk istemediğimi ilişkinin başında söyledim" yeterli ve doğru bir "mazeret" değil.
bunun sizin için mazeret olmadığını ve dürüst olduğunuzu anlıyorum.
fakat gerçekçi değil.

çünkü insan doğasında aslolan söz değil, davranış ve eylemlerdir.
bunu söylemenize rağmen evleniyorsanız, karşı tarafın "demek ki fikri değişebilir" ya da "sonradan isteyebilir" mesajını almasına neden olursunuz.

bu temelde olan bir sorun.
ilişkide kimse kimseden üstün değil.
siz, "ben istemediğimi söyledim" derken, o da "ben de istediğimi söyledim ya da istemediğimi söylemedim, bunu bile bile benimle evlendi" diyebilir.
bu durumda kim haklı?

çocuk istemiyorsanız, çocuk istemeyen insanla birlikte olacaksınız, ki yukarıda yazılanlardan birinde doğru bir şey yazıyor.
bir kadının çocuk istememe fikri hayatının herhangi bir döneminde anında değişebilecek bir şeydir.

kaldı ki, gerçekten çocuğu olsun isteyen ve bu fikre aşklı bağlı olan erkekler zaten azınlıkta.
hangi erkeğe sorsanız, evlenmeden önce çocuk istemiyor zaten.
etrafımdaki erkeklerden yalnızca 1-2 tanesi gerçekten isteyerek çocuk yaptı.
geri kalanların (ki bu yüzde 90'ı oluşturuyor) neredeyse hepsi kadının zoruyla ya da "hamile kaldı, doğursun bari" mantığıyla çocuk yaptı.
şu anda istisnasız hepsi çocuklara annelerinden daha düşkün, o ayrı.

ama şimdi düşününce, bana da bir erkek "ben çocuk istemiyorum" dese, "amaan bu da, üf" der ve ciddiye almayabilirim.

eğer son derece ciddi ve değişmeyecek bir kararsa, o zaman gerçekten biraz "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?" gibi olmuş.
dizilerde izlediğimiz çocuksuz ve mutlu çiftler size göre normal olabilir.
ama türkiye şartlarında çocuk istemeyen kimsenin evlenmemesi ya da en az kendisi kadar çocuk istemeyen biriyle evlenmesi lazım.
kültür, kadına yüklenen rol, kadının biyolojik/psikolojik/fiziksel/ruhsal ihtiyaçları (genel olarak, istisnalar dışında), aile gelenekleri bunu gerektiriyor.

ya çocuk yapın ya da boşanın.

babasının tarzı çok çirkin olsa da, sadece kendi isteklerine göre ilişkisini şekillendiren ve bencil insan yaftası yemeniz normal.
hem nesil, hem kültür, hem çağ farkı var.
bir de babalık duyguları tabii.

bence yapmanız gereken şey anaya babaya boş verip, gerçekten çocuk isteyip istemediğinizi, bunu o kadınla yaşamayı isteyip istemediğinizi, onu kaybetme ihtimalinin mi, çocuk yapma ihtimalinin mi sizi daha çok korkuttuğunu düşünmek.

doğum gününüz kutlu olsun.

kadinin cocuk istemesi ne kadar hakkiysa, istememek de senin hakkin.
konuda mutabik kalamiyorsanmiz bosanin +1

üff babayı falan niye karıştırdınız ki. aranızda halletseydiniz keşke.

sırf eşin çocuk istiyor diye çocuk yaparsan bence bir gün pişman olursun ve sonu gene ayrılık olur. pişman olacağın şey çocuk değil bu arada, eşin. senin net olarak istemediğin bir şey hakkında seni zorluyorsa bu ilişki biraz sıkıntılı gibi. bu şey ister çocuk olsun, ister ev değiştirmek olsun, ister başka bir şey.

böyle bir arkadaşım var. kendisi çocuk istemese de eşi istiyor diye çocukları oldu, aslında çocuk oldu diye pişman değil çünkü her ne kadar başta çocuk istemese de çocuk doğduktan sonra her türlü seviliyor, tatlı bir şey. iyi ki olmuş diyor şimdi. ama bir adama zorla bir çocuk fikrini dayatan ve kabul ettiren bir kadından normal hayatta nasıl bir eş olmasını bekleyebilirsin ki. sonuçta arkadaşım ve eşi şu anda çocuktan bağımsız olarak geçimsizlik yüzünden boşandılar. çocuğun keyfi yerinde sanırım ama gene de değer miydi?

benim fikrim, kesinlikle çocuk istemiyorsan ama aranızda başka bir sorun yoksa, birbirinizi seviyorsanız boşanmayın. çocuk da yapmayın. eşinin de bu süreçte anlayışlı olması ve ikiniz için de doğru zamanı beklemesi gerekiyor. o çocuk ikinizin sorumluluğu olacak. eve bir ev hayvanı alırken bile evdeki herkesin bunu kabul etmesi gerekir, çocuk söz konusu olunca neden tek kişinin istemesi yetsin ki? oturun konuşun, bunu kabul etmeyecekse de boşanmaktan başka yapacak bir şey yok. çocuk yapmak bu şartlar altında yapacağınız son şey olsun.

diğer yandan, bir kadın çocuk istiyorsa ama karşısındaki adam ona çocuk vermeyecekse, yani düz tabirle kadın kocasından döl alamayacaksa, döl alabileceği birine yönelmek ister. bu noktadan sonra kocasını ne kadar sevdiği ve onunla mutlu olduğu falan çok önemli değildir, kadının üremesi gerekmektedir ve onu döllemeyi kabul edecek herhangi bir kişi bile senden daha iyi görünür şu anda. bu biraz doğanın kanunu. yani şunu demeye getiriyorum, sen ona çocuk vermeyeceksen ne yaparsan yap o senden ayrılacaktır.

sen de bir gün çocuk istemeye başlarsın gibi geliyor bana. genelleme yapacağım ama herkes bir gün çocuk yapmak ister çünkü üremek doğamızda var. yaş kaç acaba? yaş demişken, iyi ki doğdun nice mutlu yaşlara!

çocuk olsa da boşanırsınız olmasa da

Herkese teşekkürler. Blatta baska bir pencereden bakmış ki ihtiyacım olan şeylerden biri de bu.
Demek istediğim evet bunları bugün düşünebilirim ama o gün 26 yaşında böyle perspektiften bakamazdım.
Çocuk yapmıyorum diye defalarca eşim tarafından baskılanmak, kavga etmek, sonrasında terapiste gitmek ama fikrimin değişmemesi, sonrasında babasının tehditleri.
Polise de git şikayet et demesi.
Şimdi yapmayacağım ama bütün bunlardan sonra çocuk konusuna evet desem tam bir omurgasızlık değil mi? Çocuk istemedim diye tehdit edileceğim ve sonra tamam mı diyeceğim.
En sonundaysa sen bizi basamak olarak kullandın kandırdın, bunun bedeli olur şartları olur demek ne demek.
Bunları duyduktan sonra dvlilik sürdürülür mü?
Ben bunu doğru bulmuyorum, siZlerle paylaşıp kusurumu bulmaya çalışıyorum yada yanlış mantığımı saptamaya..
Yaşım 31

babayla yaşadığınız anlaşmazlığı önemsemeyip, babayla görüşmeden evliliğinizi de sürdürebilirsiniz, bunu boşanma gerekçesi de yapabilirsiniz.
bu tamamen eşinizle aranızdaki bağa ve ilişkiye bağlı bir şey.

eşinizde de bu durumun getirdiği bir gücenmişliğin ve yıpranmışlığın verdiği bir bezginlik ve (pasif de olsa) agresiflik var belli ki.
önceki cevabımda da yazdığım gibi, "madem çocuk istemiyor, o zaman neden evlendi kızımla?" diye düşünen babasıyla hemfikir olmaya meyilli bile olabilir.
çünkü bu kafadaki insanlara ve bu tarz babalara "ama ben demiştim" diye açıklayamazsınız durumu.
hem yeterli bulunmaz, hem de zaten anlaşılmaz.

mesele omurgalılık, omurgasızlık değil.
kendinizi kurban ve mağdur konumuna sokmayın.

-evliliğinizi devam ettirmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
-çocuk yapmayı istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
-çocuk yapma/yapmama sorununuz olmasaydı eşinizle evliliğinizi bitirir miydiniz, bitirmez miydiniz?
-eşiniz mi daha değerli, çocuk yapmamak mı?
-eşinizi sevdiğiniz halde çocuk yapmamakta diretecekseniz ve ayrılmak zorunda kalırsanız, pişman olma ihtimaliniz (kendinizi tanıdığınız kadarıyla) var mı?

bu sorulara cevap vermeye çalışın.
gerekirse babasına tavır koyar, görüşmez ve eşinize de bu konuda diskur çekersiniz.
konunun odak noktasından sapmayın.
burada mesele baba ya da omurgalılık falan değil.
çocuk isterseniz yaparsınız, kimseye ya da söylediklerine hesap ya da değer vermek zorunda değilsiniz.
bunları mazeret olarak kullanıp, konuyu dallandırıp budaklandırmayın.
konunun özünde kalın.

@blatta hiberna +1 çocuk yaparım ama babası tehdit ettiği için yapmış gibi olurum bu da onuruma dokunur diye düşünmene gerek yok yapasın varsa yapın gitsin bee. 8 senedir çocuk sahibi olmak için dötümüzü yırtıyoruz karı-koca. ama çok yaklaştık gibi. inşAllah sana vermez Allah madem istemiyorsun sen bize verir. karlar da yağıyor allam inşAllah.

ne yaparsiniz bilemem, bosanin demek de kolay bir sey degil.

ama ben kimilerine gore paranoyak bir acidan bakmak istiyorum, eger cocuk yapmaya karar verirseniz lutfen dikkate alin. esinize ve ailesine eskisi gibi guvenebileceginizden emin degilseniz cocuk isine cok dikkatli girin.

zira esiniz sunu dusunuyor da olabilir, '10 yilimi verdim, bu saatten sonra baskasini bulup, cocuk yapma asamasina gelemeyebilirim/gelememe ihtimalim cok yuksek, bu nedenle ne olursa olsun bu adamdan cocuk yapmam lazim, sonrasina sonra bakarim'.
bugun bunlari yapan bir aile ile esinizin bu zamana kadar neler konustugunu bilmiyorsunuz. sonrasinda okkali bir nafakali bosanma davasi ile karsi karsiya kalabilirsiniz, cocugunuzu gostermeyebilirler, her firsatta, her kavgada cocuk bir koz olarak kullanilabilir, bu yasadiklariniz/cocuklara iliskin fikirleriniz velayet davasinda delil olur, bugun ayrilsaniz bu insanlari omur boyu gormek zorunda degilsiniz ama cocuk olunca ayrilirsaniz asla 'tamamen' ayrilamazsiniz. vs. vs.

doğum günün mutlu olsun

çözümsüz bir nokta gibi duruyor. ev değiştirmek değil bu, çocuk yapmak. bence eşiniz ve babası sağlıklı düşünselerdi istemediğiniz halde bir çocuk yapmanızın o çocuk için çok da iyi bir şey olmayacağını düşünürlerdi. ha çocuk doğduktan sonra elbette sevilir, hiçbir şeyi esirgeyeceğinizi de sanmıyorum ama.. eşinizin babasını hesaba katmadan düşünerek karar verin. zira şu an fazla duygusal bir karar olacaktır...

nice yıllara,

diğer cevapları okumadım. evliliği sonlandırma gibi bi düşüncen var mı onu da bilmiyorum. benim söyleyeceklerim varsa diye. boşanmak sanıldığı kadar zor değilmiş. kızım üç yaşındayken boşandım, onca sene nasıl sabrettiğime hala şaşıyorum. boşanma davam on dakika sürdü sürmedi. sonrasında yaşadığım tek sorun eski eşimle artık farklı şehirlerde yaşamamızdan doğan çocuğu görme günlerim. sizde böyle bi sorun da yok, nafaka almak için sebebi de yoksa sıfır sorunla hayata yeniden başlayabilirsiniz.

şimdi ise tekrar evlendim, önceki evliliğim zehir zemberekmiş resmen, belki de dünyadaki tek anlaşamadığım insandır eski eşim. geçmişe baktığımda iyiki cesaret edebilmişim boşanmaya diyorum.

hakkınızda iyi olan gerçekleşir umarım.

Eger bastan beri istemediginizi soyluyorsaniz belli ki esiniz zamanla fikriniz degisir diye beklemis. Ve bir sey diyeyim mi, insanlar gercekten degisiyor. Birkac ay onceye kadar cocuklara yarim saat tahammulu olmayan ve istemeyen biriydim, aniden anlamadan fikrim degisti. Simdi hamileyim ve sanki yasam amacim anca tamamlanacakmis gibi hissediyorum. Sizin henuz hazir olmadiginiz acik, hazir olmayi bekleyin. Diger turlusu cocuga yazik olur kesinlikle.

-evliliğinizi devam ettirmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
-çocuk yapmayı istiyor musunuz, istemiyor musunuz?hayir
-çocuk yapma/yapmama sorununuz olmasaydı eşinizle evliliğinizi bitirir miydiniz, bitirmez miydiniz?
Hayir
-eşiniz mi daha değerli, çocuk yapmamak mı? Soru buysa, Cocuk yapmamak
-eşinizi sevdiğiniz halde çocuk yapmamakta diretecekseniz ve ayrılmak zorunda kalırsanız, pişman olma ihtimaliniz (kendinizi tanıdığınız kadarıyla) var mı? Yok

ben daha farklı düşünüyorum. bir insanın çocuk sahibi olmayı istemesi çok normal. eşine istediği bir hediyeyi alıyorsan (evet çocuk ve hediye karşılaştırması yapmış oldum) çocuk yapmasına da yardımcı olabilirsin. benim evlenme nedenlerimden çok önemli bir kısmı çocuk istememdir mesela. eşim ben çocuk yapmayacağım dese herhalde evlenmezdim onunla, veya evlenip fikrini değiştirmesini sağlardım. eğer fikrini değiştiremesem de boşanırdım. sevgi başka bir şey, genetik devamlılığı sağlamak için veya sırf şefkat verebilecek bir varlık olarak çocuk yapma isteği daha da başka bir şey. siz bundan eşinizi mahrum bırakıp ona bir nevi ceza veriyorsunuz.

çocuk yapmama isteğinizi merak etmekle birlikte "ileride fikrim değişebilir" lafınıza da takıldım biraz. neyse yahu. eşinizi sevmiyorsanız boşanın, gerçekten seviyorsanız onu mutlu eden davranışlar sergileyin. benim eyyorlamam bu şekilde

edit: babanın tehditleri kısmına hiç girmedim. babanın tepkisi oldukça saçma bence de

çocuk konusu ciddi bir konu. aldatma gibi taraflar kesin olarak eminse boşanma nedeni olduğunu düşünüyorum. ikinizin de birbirinize bunu yapma hakkınız yok, bence boşanın.

doğum günün kutlu olsun. bence böyle konuları etrafında güvendiğin ve senden yaşça büyük insanlara sormalısın. durum konusunda tavsiye verecek vasıfta biri değilim aynen burada sana yazan insanların %95'inin olmadığı gibi.

Akün ve Şinasi

Devlet opera ve balesi sahnesindeki büyük tiyatro ve hemen 250 metre ilerideki küçük tiyatro. Bunlar tarihi binalar.

yukarıda yazılanların hepsi meşhur aslında. tiyatro ile ilgilenen biri hepsini bilir. ama illa bir tane seçmek gerekirse büyük tiyatro.

ankara sanat tiyatrosu. yetiştirdiği adamları arka arkaya yazsan yakın dönem türk tiyatro tarihinin yarısı ediyor.

Çan Tiyatrosu

x

Xiaomi

nedenlerini de yazarsanız daha faydalı olur.

geçen sene bir ay arayla bana xiaomi mi5, eşime asus zenfone 2 aldık. asusu önce almıştık, aman garantili olsun vatandan alalım diyerek aldık ama şu an o kadar pişmanım ki. asus şu an gıygıygıy zoraki çalışan hantal bir telefon iken xiaomi daha yeni gelen miui 9 ara yüz güncellemesiyle köpek gibi hızlandı, zaten harikaydı şimdi daha da bi çılgın oldu. şöyle söyleyeyim, bir şey yapmak için bir uygulamaya tıklıyorum o kadar hızlı açılıyor ki ne yapacaktım diye bir an ekrana bakıyorum boş boş. telefonu elinden düşürmeyen biri değilseniz şarjı bir günü çıkarıyor, ki zaten çok hızlı şarj oluyor. bence kesinlikle xiaomi.

mi 5s plus'in kamerası hakkında olumlu yorumlar yok yalnız ve kulaklık performansı da kötüymüş. bunlara önem veriyorsanız üzebilir.
o yüzden vazgeçmiştim ben.
gsmarena'nın geniş incelemesini okuyun isterseniz.
www.gsmarena.com

Ben tüketmiyorum boşa alınan şeker olarak görüyorum bir faydası yok bence

Bizim akraba var. ondan alıyoruz. adam için arılarla ilgilenmek çok güzel bir eğlence. severek yapıyor. hakiki kestane balı ve şekersiz. eşe dosta satıyor kilosu 120 liraya. ama bal gerçekten harika. bazı müşterileri özel almaya geliyor. kendisi aynı zamanda beyaz eşya mağazası var. Profilo'nun Türkiye'deki en üst müdürü Semir Kuseyri'ye bile yolladı geçenlerde.

erzincan çiçek balı kendi köyümüzden, ben bedavaya alıyorum lakin 60 a falan satıyolardı galiba

köyde bi tanıdıktan alıyoruz. kestane balı. kilosu 120 tl.

(bkz: amazon.de)
(bkz: amazon.com)

amazondan alsak gümrüğe takılacak?

Takılmaz

amazon'un satıp yolladığı ürünü alırsan, ürünü öderken amazon senden vergisini alır. eğer burada gümrüğe takılmazsa amazon 60 gün içinde ödediğin vergiyi geri yatırır.

@kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili

teşekkürler açıklama için,

fakat şöyle bir şey var amazonda amazonun sattığı ps4 fiyatları zaten türkiyedeki ile aynı, amacım sony'nin yaptığı kampanyadan faydalanabilmekti.

Amazon daha yapmadı kampanya geçen sene 750₺ ye aldı insanlar. Geçen ayda 1200₺ ye ps 4 slim bir tb 2 kol ve fifa 18 verdi

kafka sahilde var murakami'nin güzel kitap

puslu kıtalar atlası

Çocukluğun Sonu, Ben Robot, hazır yeni baskıları başlarken Vakıf.

Edit: Sonradan gelen cevaplarla hatırladım, Sonsuzluğun Sonu da var evet. Çocukluğun Sonu da Sonsuzluğun Sonu da ayrı ayrı çok güzeller. <3

Zweig - satranç

Can kozanoğlu - acemi eğitimi

Yerdeniz

bozkırkurdu - hermann hesse

Kitap konusunda bir tavsiyede maalesef bulunamicam ben yakın siyasi dönem okuyorum fakat indirim konusu tamamen yalan demeye geldim. Geçen ay yaptığım alışveriş ile fiyatlar kuruşuna kadar aynı gaza gelip fazla almayın diye uyarmak için geldim. :)

Ya sayfa sayılarını bilmiyorum ama sizin durum için kesinlikle John Scalzi öneriyorum, space opera yazıyor ve su gibi okunuyor. Hangileri Türkçeye çevrildi onu da bilmiyorum ama Old Man's War ve Collapsing Empire falan tavsiye ederim.

Sonsuzluğun sonu
Liseden arkadaşlar
Har
Enderin oyunu -kalın bi kitap ama yine de oku-
dune - kalın bi kitap ama yine de oku-
tatlı rüyalar

mutfak - banana yoshimoto
yabanci - albert camus
bitik adam - thomas bernhard

Demian

Dan brown kitaplarını okuyabilirsin
merak ettirir sürükleyicidir . dili anlatımı ilginç ve aşk romanı değil . tavsiye ederim

P.K.Dick / Ubik
H.G.Wells / Zaman Makinesi ya da Dr.Moreau'nun Adası

Buarada, 18Kasım / 3Aralık arası Haydarpaşa Garı'nda sahaf günleri var, belki kitapları karıştırarak almak, okuma konusunda hevesinizi daha da arttırabilir.

stefan zweig tüm kitapları hem incecik hem de akıcı

1.06dan tek maçı yatmış biri olarak değmez diyorum.

kirayi basacaksin tutarsa 3-4 gun bedavaya gelecek, tutmazsa bir ay oturup iki aylik kira odemis olacaksin? sence deger mi?

@Depik, tek maçlık kupon mu yoksa kuponun içindeki 1,06'lık maç mı?

Bas gitsin kira dedigin nedir,onumuzdeki ay bi daha gelecek,kacirma bu firsati.(galiba bu islerden hic anlamiyorum)

Değmez basma. Biz çok bastık ama en azından el clasico da 2 orana bastık. Değsin yani bastığın bu orana hayatta olmaz

@gözü açık sevişen yahudi, diyorsun ki tutma ihtimâli daha düşük bi maça oyna ki paran yansın :)

bas gitsin, tek mac can'dir... yatma riski her zaman var, yeri geldi 1.02 den yattim, yeri geldi 100 kusur oran kazandim.

ama bugun bayern rahat yenecek...

Farklı yener bayern. Bas gitsin. 90 dakikada o parayı kimse vermez .

@istambul tek maçlık kupondu. Barcelona- Getafe maçı 0-0 bitti. 1000tl gitti.

Yani diyorum ki aslında gelecek para gidecek paranın yanında hiç bir şey o yüzden değmez :)

dünyadaki en salak bahis olur. koyduğun para ve alacağın para çok mantıksız.

Bas kardeşim. Telefonu falan da satıp bas hatta

lille - stteinne maçına 10 çifte ver

@sl78, akhisar'ın ne yapacağı belli olmaz.

beni dinleseydin iyiydi :')

arkadaşa vermiştim, kirayı yatırmış. deneyemedik :) gitti paracıklar.

Aranizda anlasmazlik var diye pronetin sahibinin seni arayip ,vay benim abimin kalbini kirmislar odeme tabi seni uzcegime simdi camdan atlarim falan mi demesini bekliyorsun.borclarin uzerine faizini ekleyip firmanin hukuk bolumune verecekler onlarda gidip haciz islemi baslatacak.bana dsmart vs baslatmisti yurtdisindayken hic yazi falan gelmedi.direk icra vs isleri sonra dosya parasi,avukat parasi,camiye yardim 50 tane odedik.

hakkınızda icra dairesinde icra dosyası açıp size bir ödeme emri gönderiyorlar. bu ödeme emrinde borcu 7 gün içinde ödemeniz veya borca bir itirazınız varsa yine bu 7 gün içinde yapmanız yazılıyor. eğer borca geçerli bir sebeple itirazınız yoksa(böyle bir borcum yok, imza bana ait değil vb) size yollanan ödeme emri kesinleşir ve icra süreci başlar. icra sürecinde de önce e-haciz yoluyla banka hesaplarınıza ve bloke konur, eğer bundan müspet bir sonuç alınamazsa tebligat adresinize icraya gelinir.

eğer tarafınıza resmi bir tebliğ gelirse tebliğin çıktığı tarihte borç tutarı ne kadarsa, ödeme yaptığınız güne kadar o aradaki günleri faizleri de hesaplanıp sizden tahsil edilir. örn 17.11.2017'de güncel 1500 lira olan borç(faizi ile birlikte), size ödemeyi 29.11.2017'de yaparsanız bu 12 günlük faiz de hesaplanıp sizden tahsil edilir. yani sizden o parayı kuruşu kuruşuna alırlar.

ve ayrıca ödeme emrinde yazan vekalet ücretini de ödemek zorundasınız. yine 17.11.2017 itibariyle 1500 tl olan bir borcunuz varsa, buna 300 lira gibi bir tutarda vekalet ücreti de eklenir(tutar farazidir güncel vekalet ücretini tbb'den öğrenebilirsiniz).

ve ayrıca karşı tarafın yaptığı tüm icra giderlerini(tebligat, adrese hazce gelinmesi maliyeti vb) de ödemek zorunda kalırsınız.

yani 1000 TL olan borcunuzu bu gibi eklemeler sonrasında birden karşınızda 2000 TL olarak görebilirsiniz. önerim ise, eğer bu borca itiraz edecek geçerli bir sebebiniz yoksa(hizmeti düzgün alamadım vs çok geçerli bir sebep olmuyor), konu size tebligat gelmeden karşı taraf ile anlaşma yoluyla borcunuzu ödemeniz.

geçmiş olsun.

Maaşa haciz koyup her türlü alırlar

krediyi almaya gittiğinizde elinize bi' ödeme planı veriyorlar. orada ödediğiniz tutarın ne kadarı faiz ne kadarı ana paradan düşülüyor gibi değerler görülüyor. hangi ay kapatırsanız ne kadar ödersiniz kısmı da açıklamalarında mevcut oluyor. Oradan görülebilir.

Onun dışında sanırım o rakam için net olarak cevap vermek güç ama şu internet sitesi anlatmış biraz;
www.hesapkurdu.com

buraya bi' göz atılabilir

Enparadan çek her saat bakabilirsin ne kadar öderim diye.

Ödeme planındaki kalan anapara miktarı ödeyip kapatırsınız. Bu kadar basit, kafa karıştıracak bir durum yok.

3. taksiti ödediniz, krediyi kapatmak için de kalan anapara miktarı ne ise onu ödeyip krediyi kapatırsınız. Taksit gününden sonra ödeyip kapatmak isterseniz de bir sonraki taksit gününe kalan süreyle ters orantılı olarak ufak bir faiz ödersiniz. Bu da kalan anapara üzerinden çektiğiniz kredinin faiz oranı ile geçirdiğiniz gün sayısı ile hesaplanır.

Valla piyasa gerçekten felç durumda 45 ödeyen adam 15 de öder bence güzellik ile halledin çok acil lazım değilse.

senedin bir zaman aşım süresi var. yani vadesi geçtikten belli bir süre sonra artık işleme koyamıyorsun. süreyi bir avukata sormakta fayda var.

ben olsam şuna bakardım. bu adam gerçekten mi ödeyemiyor. yoksa bana olan borcunu ödemek önceliği mi değil. ev-araba alıp lüks-rahat bir hayat yaşıyor borcunu ödemiyorsa yasal olarak peşine düşerdim.

adam 45 bin ödedi ama yeni denet düzenlemeyip 60 binlik tek senet sizde mi kaldı ? adam biraz salakmış sanırım her neyse. bunu yapan adam ödeme gücü olsa ödeyebilirdi bence, demek durumu yok.

Guzellikle almaya bakın. İş senedi isleme koymaya giderse canınız sıkılır.

Bir toptanciya 80 bin borcum var, veya bir araba alicam, biraz para verip kalanada senin seneti vereyim mi diye bir sor.

senein vade tarihinden itibaren 3 yıl süresi var. bu süre kombiyo olarak kullanmak için gerekli süre. 3 yılı geçerse normal adi senet şelinde kullanabilirsiniz. Bu şekilde de kambiyo senedine göre daha zayıf bir evrak haline geliyor yani. Kabaca vade tarihinden itibaren ilk 3 yıl kambiyo senedi sonraki 7 yıl adi senet olarak icraya verebilirsiniz. 10 yıl geçince de alacak zamanaşımına uğruyor. Benim tavsiyem ciddi bir işlem yaparsanız ödeyecektir. Bir avukata verin tamamına icra takibi açsın ama siz sadece 15 bini tahsil edin. Tamamına açmazsanızitiraz ve bir takım konularda sıkınjtı olabilir.

teşekkür ederim cevaplar için

Ramleri tak çıkar. Oynamış olabilirler. Büyük ihtimalle öyledir. Cozulmezse bilgisayarcıya mecburen. Denemekte fayda var.

www.howtogeek.com
www.geckoandfly.com

ram ve sabit diskini tarat öncelikle sorun olup olmadığından emin olmak için. bunlar sorunsuz çıkarsa ram'leri slotlardan çıkarıp tek ram ile dene farklı slotlarda. her şey temiz çıkarsa başka bir psu falan ile deneme şansın varsa dene.

4790k olan yerde genelde ısı olur aslında. ramlar olabilir mi ki?

Witcher’da kapanmamasi bizlere yine ne kadar kusursuz bir yapim oldugunu gosteriyor :) allahim cok seviyorum <3

Cevaplar için herkese teşekkürler.
Ram'leri çıkarıp yuvalarına ve kendilerine hava tutup temizledim. Ram ve HDD testlerini yaptım. Hiçbir sorun bulunmadı ama problem devam ediyor.

Yalnız nedense bu sefer kapandığında Log'da "Kernel-Power 41" hatası verdi.
Bilgi olarak "Kernel-Power 172"nin içinde de "Connectivity state in standby: Disconnected, Reason: NIC compliance" yazıyor.

Problem sıcaklık değil. Eminim. Takip ediyorum. Sıvı soğutma sistem zaten.

Galiba sorun cidden PSU.

Sıvı soğutma sisteminin pompası bozuk olabilir.

windows update yaptıysan onun yüklediği gpu driverlarını silip nvidia'nın sitesinden yeniden yüklemeyi dene. o son update driver olayını bayağı bi kanırttı, benim touchpad driverlarımı silmiş kendi kendine şerefsiz.

Pompada bir sorun olduğunu sanmıyorum. Sürekli olarak pompa sesi duyuyorum ve işlemci 40 dereceyi pek aşmıyor.

Format atmadan önce ilk yaptığım hareket NVIDIA driver'larını Safe Mode'da driver temizleme programı ile silip yeniden yüklemekti.

Az önce Anakarta yeniden BIOS yükledim. Hala test ediyorum. Bakalım kapanacak mı.

ben yaparım

Obs studio

10 hafta verdiyse 9. hafta başlanabilir, uymayacak olsa 10 hafta demezlerdi. tatil planım vardı zaten bu süre iyi oldu diyip teşekkür etsin.

biri bana 10 hafta içinde gel başla derse ilk hafta da gidebilirim diye anlarım. 10 hafta sonra dememiş, 10 hafta içinde demiş.

Valla bana eksi puan olur gibi geldi. Eğer gezi planları parası ödenmiş geri dönülmez bir pozisyon da değilse iptal edin gitsin. Ha iş çok elzem değil ben yine bulurum zaten çok istediğim bir firma değil kafası varsa gezin sonra başlayın.

neden eksi puan olsun, gidin yapın tatilinizi bir daha böyle boşluğunuz olmayabilir

@himmet

Çok şükür bizimde Türkçemiz var,kastedeleni anlayabiliyoruz.Daha önce tecrübesi veya fikri olanlardan isin olurunu soruyoruz.4. Hafta baslansa iyi olur veya 9. Hafta basla bisi olmaz gibisinden.

Ben olsam açık açık konuşurum, benim şöyle planlarım var.
Belgeleri toparladıktan sonra hemen işe başlayabilirim ancak yaptığım planları bozmak istemiyorum. Ya sene sonu hak edeceğim izinden düşerek ya da maaştan keserek bu tatillere gitmeme izin vermeniz halinde hemen başlamak istiyorum derim.

acil ihtiyaçları olsa derlerdi "3 hafta içinde başlayabilirsen iyi olur ya da x tarihinde başlasan olur mu?" diye. 10 hafta süre vermişler demek ki 10 hafta onlara uygun bir süre, bir aceleleri yok. siz ister 1 hafta sonra ister 10 hafta sonra başlayın.

sonuç olarak arayın 10 hafta sonra başlayacağınızı bildirin. eğer bir itiraz gelirse o zaman tekrar düşünürsünüz

@ azeriturku

10 değil de 7 hafta bizi kurtarıyor şu an.Ben şu an evden çalışıyorum,planlarımızı öne çekebiliriz.

hiç de kötü durmaz direkt izah edip başlayaağınız tarihi net olarak iletin yeterli olur

planlarınızı öne çekmenize gerek yok, arayıp şu tarihte işe başlayacağım deyin, bu kadar.

Lightroom kullanılıyor. Youtube'da ve Udemy'de derslerini bulabilirsiniz.

Photoshop ayarında yok lightroom biraz daha ara bir Program amaç değil araç olacak türden.

Affinity var çok övüyorlar ama kullanmadım. Esas artısı tek seferlik 60 dolar mı ne sınırsız lisans almak, adobe suite biliyorsundur artık aylık kira usülü çalışıyor. (Ama suite halinde alınca çok iyi yine grafik için de video vs için de)

Ha ben fotoğraflarda sadece renk düzeltmesi yapacaksam direkt lightroom kullanıyorum arayüzü de işleyişi de çok daha güzel bence. Ama retouch gerekiyorsa daha komplike şeyler yapacaksan photoshop ya da Affinity gibi programlar lazım işte.

gimp

neye ihiyacın varsa onu aldır. sırf karlı olacak diye hiç kullanmayacağın bir şeyi aldıracak değilsin heralde.

iphone X getirsin mesela.

neye gereksinim duyuyorsan onu getirt hiç düşünme.

iphone x nereden getirtmek mantıklı ve ne kadar kar yaparım arkadaşlar?

abd'den getirt. 1000 dolar + kdv.

kar yapmak için satman lazım. Yoksa kar edemezsin. Türkiye fiyatı 6.100 lira. Ona göre hesapla işte.

aslinda hersey her yerde ucuz olmuyor misal sony urunleri tr ile abd fiyati hemen hemen ayni, ben senin yerinde olsam sadece ucuzluk pahalilik degil tr'de bulamayacagim egzantrik urunleri getirtirdim, misal
www.digitaltrends.com
su robotu alsan dunyada derdin kalmazmis gibi geliyor bazen.

Tr ye gelmeyen ürünler ya da tr fiyatına oranla avantajlı ürünlere bakacaksın. Bilgisayar parçaları genelde avantajlı oluyor dh de peynir ekmek satar.

Japonya'dan teknoloji ürünleri olabilir

Doğa fotoğraflarını profesyonel gibi çekmiyorsundur, düşündüğün kadar güzel durmuyor olabilir. Takipçilerin doğa fotoğraflarını sevmiyordur belki. Mesela şunu fark ettim; benim telefonda hep ağaç, çiçek, hayvan fotoğrafı var, insan yok; biri bulsa telefonun benim olduğunu kanıtlayamayacağım neredeyse ama arkadaşın telefonunda da 3 milyon selfie var. Dolayısıyla, arkadaşa benim telefonumdaki fotoğrafları göstersek beğenmez; ben de onun telefondakileri beğenmem.

instagram hesabını paylaşırsan ben like'larım hepsini ^^

acemi +1

sadece sevişmek de değil, büyük ihtimalle kadın erkek karışık herkes daha az likelamıştır doğa fotoğrafını çünkü instagram bi rekabet ortamı. klasik instagram kullanıcısı ticaret şirketleri gibi artık en temelde nereden kar edebilirim diye bakılıyor, insanlar da nerden dopamin koparabilirim diye bakıyor aynı hesap. normal o yüzden.

@aychovsky ya şuna kötü diyenin gözü düşer bence :(
hizliresim.com

@acemi değil mi? :( kelebek kanadı işte :( ölmüş yazık :( renkler falan kötü mü ya? Güzel olması için me lazım ki sence?

güzel değil. üzgünüm. insanlar ölüm görmek istemez bence.

Bilemedim. Ben olsam beğenirdim.
Gerçi Instagram da kullanmıyorum ama demek ki takipçilerin "Doğayla uğraştırma bizi. Börtü böcek istemiyoruz, seni istiyoruz" havasında olabilir.

Bu foto genel olarak ölüm üzerine olduğu için desek, diğer beğenilmeyen her fotoğrafında bir hayvan leşi yoktur herhalde

Biraz daha büyük ve farklı açıdan cekmeliydin. Ne olduğunu anlamak icin zorlandım. Işık iyi gibi ama.

sık paylaşım yapıyorsundur veya takipçilerin senin fotoğrafını, çektiğin fotoğrafa yeğliyordur. ki genelde öyle olur.

cevap basitmiş, kadrajla ilgili problemin var. daha çok fotoğraf görmen gerek.

Instagram şunu yedim, şunu içtim, çok yakışıklıyım/güzelim, hahaha inanılmaz eğleniyorum mekanı. Sen ödül alacak düzeyde foto çek istersen, kimsenin umrunda olmaz.

Bence bunlara takılmamalısın :)

Insta zaten teşhir alanı. Doğa falan pek ilgi çekmez yani.

Simdi hafif gogus dekolteli suh bir foto paylas direk 150 begeni 20 yeni takipci gelsin.

vay be analar ne kızlar doğuruyor. öpüşmeli fotoyu görünce direkt kapadım.

Cekim acilari basarisiz bence

çekim açım ve kadrajla ilgili yorum yapan arkadaşlar fotoğrafla bir geçmişiniz var mı ya da makine kullanıyor musunuz? iğnelemek amaçlı sormuyorum amatörüm zaten belki vardır bir iki tüyonuz :D

güzel diyip paylaştığın fotoğraflardan yola çıkarak (hesabına da baktım), evet kompozisyon sıkıntın var(araştır: rule of thirds), biraz flickr'da 500px'te belki pinterestte fotoğraf bakıp görsel zevkini de artırman lazım bence.

mesela o borulu ağaçlı fotodaki gibi desenler-çizgiler üzerinden gideceğim dersen öyle şeylere bak. Orada yaptığın gibi çaprazdan değil de tam karşıdan dik şekilde çek vs vs. gördükçe anlarsın.

kelebek dersen, sığ alan derinliği başta çok hoş geliyor olabilir ama pek de özel bir şey değil. Biraz zoom yap ya da yaklaş, diyaframı sonuna kadar aç voila! Onu da tam tepeden çekebilirdin aşağıda 90 derece.

ve evet insanlar da arkadaşlarını görüp beğeniyorlar, manzara vs. çekince çok özel değilse beğenmiyorlar. Bir de senin içinde olduğun fotoğrafları sen çekmiyorsun o kişi kimse daha iyi çekiyor olabilir :p

Bu herkese oluyor o yuzden salla. Haa içinde sen oldugun fotograflarda guzel pozlar vermissin, hemen begene cokuyorlar iste :)

kendi fotoğraflarının daha fazla beğeni alması normal.Çünkü listende olan arkadaşların seni bütün olarak sevip,beğendikleri için bunu Beğen butonu ile ifade ediyorlardır.ancak herkesin görsel medya zevki farklı olur.kimi sanat sever,kimi mizah,kimi spor, kimi araba vs. dolayısıyla farklı zevklere hitap edebilen paylaşımlar paylaştığın görsele ilgisi olanların dikkatini çekecektir sadece.çekim açısı,kadraj,aydınlık vs.terimlere takılma.anı yakaladığın an bas geç.

@rodriguez 155 boyum var ve hepsi yüksek şeyler aslında karşıdan çekiyorum ama kompozisyona göre bayağı aşağıda kaldığım için yamuk oluyor :( kelebek de akvaryumun içindeydi bir botanik bahçesinde ve başka açıdan çekmem mümkün değildi :D
Rule of thirds uyguluyorum zaten tam ortadan değilse çektiğim şey

instagram bir sanat galerisi değil. dünyanın en güzel fotoğraflarını çeksen yine de beğenilmeyebilir.

kendi fotoğraflarının neden daha çok beğenildiği ise yukarıda açıklanmış.
ek olarak takipçilerin onları fark etmen için veya az like olmasın diye beğeniyor olabilirler.
arkadaşları olduğun için, içinde sen olan fotoğrafları beğenmiş olup, çektiğin fotoğraflarla ilgilenmeyebilirler de..

@rodriguez bir de ışığı kamerayı açıyı ben ayarlayıp veriyorum erkek arkadaşıma :d kompozisyonu da anlatıyorum hani şu şu kadar görünsün gibisinden. aslında yine ben çekmişim gibi sayılabilir :P

tek derdin bu olsun.

hashtag'e aban ben öyle 10-15'ten 50'lere kadar çıkardım laykları, hedef 65 sşldkfşlkdsş

instagram linki kaldırılmış galiba göremedim. neyse google görsellerde senin fotoğrafı arattım ve sonuç şöyle;
www.google.se

pek iç açıcı değil bence :D

bende durum tam tersi :))

sanatsal çekip koyduklarım kendi fotoğraflarımdan daha fazla beğeni alıyor.

o kadar çirkinim demek ki.

bu arada o kelebek fotoğrafına beğeni alamaman gayet normal.

not: fotoğrafçıyım.

sabit kalfagil - fotoğraf sanatında kompozisyon kitabını tavsiye ederim.

bir de şu aklıma geldi :)
www.uzmantv.com

'herkes güneş resmi çeker. ulan dünyanın her yerinde güneş batıyor, ne zaman çekersen aynı bok' kelebek için de aynı durum olabilir.

Arkadaş çevreniz daha fazla galiba instegramda , bende fotoğraf gruplarını yada gezginleri filan takip ediyorum , doğa fotoğraflarım daha fazla beğeni alıyor

Farklı yerlerde paylaşabilirsin fotoğraflarını , arkadaşlarının bakmadığı.
Flickr da paylaşım yaptığımda gelen beğeniler beni istegramdan daha fazla mutlu ediyor.

Bir de kedi fotoğraflarıyla şansını dene bakalım ne olacak? Başına ponçik monçik vs şeyler eklemeyi unutma ama

rahmetlinin sadece bi tarafı net. vücudunun geri kalanı bulanık. en azından vücudunun tamamı net olmalıydı..

meme > dağ taş sanat vb...

belki de senin 100 like almandır garip olan..

hastag lere abanacaksın.

Diğerlerini bilmiyorum ama kelebekli foto gerçekten kötü. Ayrıca dediğin gibi like her şey değil, boşver kafana takma..

taşınabilir kullanmadım. dahili var bende ama şunu söyleyebilirim ki en değerli donanımım kendisi.
daha önce hiç ssd kullanmadıysanız verdiğiniz paraya değdiğini söyleyeceksiniz.

Bir bilgisayarda mutlaka olması lazım ama dosya saklamak için son derece gereksiz.

tesekkurler

yok bu bilgisayar icine konulmuyor.

usb drive ama ssd

usb3.0 bile olsa bağlantı hızı usb ile sınırlı olacağından mekanik hasarlara karşı dayanıklı olması dışında taşınabilir diskte ssdnin bir avantajı yok.

2,5 taşınmazını al, www.orico.cc gibi adaptörlere yerleştirip taşınabilir kullan.

www.hepsiburada.com

biraz daha büyük ama hem kapasite daha iyi hem daha ucuz bunlardan var bende

çok çok gereksiz. ssd hala depolama için pahalı + depolama için kullanmak ssd'nin performansına hakaret. klasik 2.5 kaliteli bir hdd de usb 3.0 ile gayet güzel hızlar verebiliyor. (100 MB üzeri)

ssd ıcın verılen her kurus deger

"ssd için verilen her kuruşa değer"e

2012'de aldığım hala çalışan OCZ vertex 4 128gb,
raid 0 olarak kullandığım 2 tane samsung evo 850 evo ve şu an kullandığım
samsung 960 evo 500 gb ve sandisk ssdplus 480 gb ile sonuna kadar katılıyorum amma velakin bu alet harici, şayet üzerine işletim sistemi kurup mobil olarak taşınmayacaksa sadece film vs gibi veri transferi yapılacaksa gereksiz.

evet

işbank doğru tahmin

bilmeden atıp tutanlar da gelmiş. bütün bankalar eft işleminden ücret alır. aynı zamanda çoğu bankanın, eft ücreti ödemeden de para göndermek için sunduğu bir yöntem/avantaj vs vardır. bunu kullanıp kullanmamak kişiye kalmış. sinir olmak da.

en ucuz yöntem int. bankacılığı kullanarka göndermektedir. muhtemelen bu sayede 4.5 tl gibi bir ücret çıkmış. pazar günü gönderim yapmaya çalışmanı bir kenara koyuyorum.

sivrisineğin saydığı bütün bankalar et den ücret alıyor.

enpara hariç bütün bankalar eft ve havale ücreti alıyor. kimsenin almadığını nereden uydurdunuz ya??? sadece sürekli nakit akışı olan, bankanın uygun gördüğü bireysel veya kurumsal hesaplardan masrafsızlık tanımlaması yapılarak para transferlerinden ücret alınmaz.

teb'de muafiyetin yoksa standart vadesiz tl hesabından çok güzel eft ücreti alınır. senin dediğin cepteteb ve marifetli hesap. normal standart bir hesap için internet bankacılığından 4 tl, çağrı merkezinden 10tl(eğer geç eft olursa vay bubağın kemiğine 17tl) şubeden ise çok daha fazladır.

hesap işletim ücreti konusunda tbb ve bddk arasında bazı durumlar var ama teb almıyor hiç bir şekilde hesap işletim ücreti.

teb çalışanıyım.

garanti de babalar gibi alıyor

mahone +1

enpara virali içerisinde yanlış bilgilendirme seansı gibi olmuş.

bahsedilen bankaların çoğuyla çalıştım. belirtilen ücretlerin olmadığı bir özel banka ancak ütopik düzlemde varolabilir. (islami bankacılık ve devlet bankaları için yorum yapmıyorum.) nedense özellikle "eft ücreti yok" diye belirtilen bankada da ücret var, örnek olarak zamanında maaş müşterisi olmama rağmen, "yanlışlık sonucu" işlemlerimden kesilen ücretler, müşteri şikayeti ile iade edilmişti. bunun dışında eğer müşteri özel bankacılık müşterisi ise, ya da benzer istisnai durumlar geçerli ise (geniş bir işlem hacmi, anlaşmalı şirket olma durumu vb) belki o zaman işlem ücreti alınmayabilir--bir ihtimal.

bankaların bu işlemlerden ücret almalarının nedeni ise işlem maliyetleri, bu nedenle enpara dahil alternatifler daha uygun.

başlıktaki sorunun cevabı: siz finansbank atm'si kullanın.

ps. eski bankacı

@sivrisinek ben yillardir enpara ile eft havale yaparim hic ucret kesilmedi nasil kandiriyor olabilirler?

ayrica cepte teb ile calisiyorum o da kesmiyor.

ucretsiz basvuru ile enpara ve cepteteb kullaniyorum; 2sinde de havale,eft,hesap isletim filan ek hic bir ucret odemedim. hatta cepteteb kredi karti da aldim, o da yillik aidat filan yok, ucretsizdi (onun suresi dolmus olabilir ama)

Hangi branş?

pardon ya futbol hakemliği.

Kurs kolay da sonrası zor. Hevesin yoksa -ki sorudan öyle anlaşılıyor- uğraşmaya gerek yok. Yer ve tarihini denk getirdikten sonra kursa her türlü kaydolursun.

futbolu hiç sevmem ama ayağıma kadar gelmişken katılayım diyorum. ortam değişikliği, yeni insanlar iyi gelebilir.

amatörde çok döverler uğraşma

kardeşim u11 liginde oynuyor. 20li yaşlarda gencecik hakemler yönetiyor genelde. izleyenler de çocukların anne babası ama orada bile hakeme edilen küfürün tehditin haddi hesabı yok. az daha kuytu semtlerde döverler de. yükselip amatöre bölgesele falan çıksan çok daha fena. sevmiyorsan girişme hiç sevdiğin branşlara bak. zamanında otomobil sporlarında acayip güzel vakitler geçirmiştim.

inan hiç gerek yok. 10 sene amatör oynadım alttan yukarıya her yaş grubunda. maçlarda futbolcu olarak şahit olduklarım hala aklıma geldikçe rahatsız eder. bu işle uğraşmış tarafsız yorum yapacak birilerini bul. sana gerçekleri anlatacaklardr. ya amatör müsabakadan (bak amatör diyorum) daha önce duymadığın küfürler sonrasında polis eşliğinde sahadan çıkmak ister misin?

Yaşım ortaya çıkacak ama 99dan 2010a kadar basketbol hakemliği yaptım. Ortam arkadaşlık falan çok iyiydi. Şu anda da basketboldan kopamadığım için halen gözlemcilik yapıyorum.
Futbol biraz daha farklı bir ortamdır diye düşünüyorum. Malum, futbolu herkes biliyor bizim ülkemizde:)
Futboldansa basketbolu ya da voleybolu tercih edebilirsin.

Zor. Tanıdığım kullanıcılar hep dışardan getirmiş.

ışıklandırma istemiyorsan kapatabiliyorsun. çok da şaapmamak lazım sanki :)

Bende asus echelon var satıp gökkuşağı renkleri olan mekanik klavye almayı düşünüyorum. İlgilenirsen atabilirim fotoğraf :)

logitechin bazı modellerinde kerane gibi ışıklandırma yoktu, 2.el bulunabilir.

Bende hyperX var sadece kırmızı renkte mekanik klavye çok memnunum.

g710+ vardı, geçen yıl elde kalanları 300 liradan sattılar, sanırım bitti:(

seri şeklinde çıkan bir oyun olsa ilk doğduğun zaman ilk yaşlarını kapsayan oyun 4gb ram intel core duo 2 ile low graphics de çalıştırırdı. eğer cd çizik değilse.

@ardacan
aynen. milyarlarca olasılık var. football manager'de bile databaseyi yükseltince bilgisayar kafayı yiyor. düşünsene telefonun çalması, elektriklerin gitmesi, evde hamamböceği görmen, taksinin kısa mesafeye almaması vs. yapay zeka at koşturuyor valla, herkes kafasına göre.

Açmaz ama ben pentiumla oynuyor olurdum :(

Süper bir optimizasyon olurdu. Bf1 gibi olabilir mesela. 1080ti da açar oyunu 860M de fakat onun aldığı tadı asla alamazsın o oyundan. Sen dümdüz ayrıntısız bir hayat yaşarken o tüm detayları ile hayatın içinde olur. O sniper ile 1000M de sümüğü akan adamı görür, sen uçak süremezsin pc kasıyor diye.

Diğer canlılar olmadan sadece insan olursa; oyundaki her bir insan zihni için 2^100 milyar olasılığın olduğu zihin oluşumunu ( çözümlemesini - bağlantısını) yapabiecek kapasitede sistem gerekirdi.

Tokatlamak lazım.

Enfeksiyon veya içindeki bir maddeye ya da pigmente alerji muhtemelen. İlaçla tedavi mümkün olmadığında (enfeksiyon değil alerji olduğuna dalalet eder) sildirmek gerekiyor diye biliyorum. Silme işlemini de lazerle yakarak yapıyorlar ama hep mi öyle yoksa alerji durumlarında mı bilmiyorum.

benim de aşağı yukarı aynı sürede olan bir tanesi kaşınmaya başladı bir ara ama sonra geçti. Kabarma yok. Dövmecine gidebilir danışabilirsin.

merhaba cildiniz kurumuş da olabilir malum kış :) birkaç gün nemlendirici kullansanız belki işe yarar ben de yaramıştı bu yöntem.
bana göre alerji değil olsa 7 ay sonra sıkıntı cıkarmazdı.

alerjinin ne zaman cikacagi belli olmuyor, herhangi bir maddeye karsi alerjiyi vucut bir gun rastgele kafasina gore cikarabiliyor. o yuzden insanin vucudunda senelerce tasidigi bir dovmedeki maddelere birden alerjik olmasi imkanlar dahilinde.

normalde yapilmasi gereken, dermatolog gorecek... alerji kontrol altina alinamazsa vucut atmaya calisir dovmeyi sanirim ama bu baya sorunlu olur o yuzden silme olayina girisilebiliyor. gecici bir sey ise sorun olmaz herhalde.

şincik dövmeyi yaparken birden fazla fırça tekniği kullanıyor dövmeciler. bazıları çok acılı oluyor, bazıları iğneyi fazla derine sokarak yağ tabakasına gönderiyor bi miktar boya (2-3 sene sonra keçeli kalemle yapılmış gibi duranlar bunlar), normalde 6 aya kadar kaşındığı, kabarık kaldığı olabiliyor, son dövmelerimden birisi öyle oldu, 6 ay sonra bile kaşındığı oldu. ben krem sürüyordum öyle olduğu zaman. bepanten plus en iyisidir. çok ciddi bi kabarık ise doğru cildiyeye git. 8-10 tane dövmesi olan adamın son dövmesine alerjik olduğunu gördüm ben. boyadan kaynaklı sanırım. doktor karar vermeli.

Çok ciddi olmadığı sürece oluyor bazen. Benim yaz aylarında daha çok oluyordu açıkçası ama kuru kalmış olabilir.

Kuru kalmış sanıyorum çünkü gece 1-2 saat kaşındı şu an bir sorun yok

Komşulara sor. Mahalledeb mahalleye değişiyor ikisinin de performansı

hocam bence bir turknet'i de araştır.Hem taahhüt yok hem de altyapı varsa 100 Mbps'ye kadar hız verilebiliyor.

Kabonet süper bizim burada

altyapı çok kötü. en fazla 5 mbps veriyor ttnet. doğal olarak turknet de böyle olacak

kablonet nokta.

bence yine de bir turknet'in kendi sitesinden adresini girerek altyapı var mı yok mu bir bak.turknet kullanan baya bir tanıdığım var hepsi de memnun.

kablonet iyi de modemlerinin wifi olayı çok kötü, alacaksan da modemi evin en ortasına kurdurmaya çalış.

bi de türk.net'e de bak, fiks 60 lira olması lazım akk falan da yok artık sanırım.

donanimdan referansli uyelerden al, cuh20xx veya slim versiyon olsun. sahibinden ve letgo 3 kagitci kayniyor

ben 7 ay once 2 kol 2 digital oyun sorunsuz makineyi dh den 800e aldim

birde bazi makineler psn banli oluyor. o makineden online oynayamiyorsun. boyle bir durum olmadigina emin ol

Dh referanslı üye iyidir kafa rahat olur.

800-900 civarı slim 500gb

Aliexpress'te direkt kulak içine konulan bi' model var ona iyi diyorlardı burada.
m.tr.aliexpress.com

Bunun gibi bi şey ama bu mu bilmiyorum. Ben de iphone benzeri bi şey var çok iyi ama fiyatı buna göre pahalı.

Pardon ya sen hoparlör yazmışsın ben yanlış anlamışım.

jbl go ben memnunum

www.hepsiburada.com

Amazon yorumları oldukça iyi, 29 dolar hatta amazonda ama hepsiburadadan 199a aldım. F/p ürünü.

Anker amazon link:
www.amazon.com

Anker soundcore tek adres. Ama 2. Versiyonu hem su geçirmez hem de ses kalitesi daha iyi.

Anker kullaniyorum ben de
Gayet memnunum

Ben Huawei telefon alinca yaninda verdiler. Satici kiz degeri 500 falan demisti. Evden kontrol ettim 95 tl. Ama ses kalitesini begendik.

Kendime anker soundcore babama jbl go aldım, anker in basları yeterli tizleri biraz fazla, jbl go nun boyutuna göre ses kalitesi temizliği çok güzel, tercihim jbl go olur f/p

Hocam tronsmart t6. Bu fiyat aralığında hepsini döver.
o pahalı derseniz mifa a10.

Jbl'in kutu gibi olan 110 tl. civarındaki hoparlörünü kullanıyorun sesinden çok memnunum.

Bienale gidebilirsiniz: 15b.iksv.org

Adeks de 2 el at süper mekan.

beylikdüzüne gitme naparsan yap.

Tarihe meraklıysan sultanahmet meydanı, sultanahmet camisi, ayasofya ve yerebatan sarnıcı gezebilirsin. İlk ikisinde çeşitli yerlerde bilgilendirici levhalar var. Son ikisinde de kulaklıklı elektronik gezi rehberleri var.

Orda olsaydım kaçırmayacağım bir etkinlik.
www.bigboyzfestival.com
Kombinesi de 70 TL.
İyi eğlenceler.

ben teknosadan aldım hiç sorun çıkmadı

Farki yok. Yine direkt apple a goturebilirsin.

Vatan bilgisayar'dan aldığım telefonu apple store'a garantiye götürdüm.
Emin olmak isterseniz apple'a sorabilirsiniz.

mediamarktta 64gb modeli 4199tl gozukuyor. n11 de 3850 liraya var yine 2 sene apple garantili.

Bir fark yok, sadece para iadesi durumu gibi bir islemde mediamarkt uzerinden yapmaniz gerekiyor. en azindan yurtdisinda oyle. Trde de apple garantili oldugunu biliyorum.

Mediamarkt en iyi tekno markettir hicbir sorun cikmaz.

bir problem olmaz garanti, servis, değişim vs açısından ama web sitesindeki fiyatlar apple fiyatları ile aynı. 64 gb 41999, 256gb 4999 mağazada mı daha ucuz? ben de 8 bakıyorum da o yüzden şeyettim.